2. Yıl, Sayı 45
Trabzon, Perşembe 14 Mart 1919
Gazete ofisi: Semercilerpaşa Caddesi, Fostiroğlu Bankası’nın yanında, No: 1-2, Trabzon
Yönetici ve sahibi: Nikos Kapetanidis
TARİH UNUTMAZ
Türk basını, bu devlet hakkında ileri sürdüğü yüksek teorileri, akıllıca değerlendirmeleri ve kanlı geçmişine yönelik savunmalarını bir kenara bırakarak, son günlerde her türlü Rum hareketiyle ilgilenmeye, bunları tartışmaya, süzgeçten geçirmeye, “Megali İdea” (Büyük Fikir) olarak tanımlamaya ve tüm bunlarda Yunanistan’ın korkunç ve dehşet verici parmağını görmeye bayılıyor! Sonunda ise bilindik tehditlerine başvurarak, “tarih yapılan hataları unutmaz” diye hatırlatmalarda bulunuyor.
Zavallı tarih! Senin sayfalarından gerçeği arayan ya da aramaya çalışan zihinlere döktüğün o güçlü ışık boşuna gitti. Senin sert dersin, kendi uygarlığını yaratmaya layık görülmeyen tüm halkları kamçıladı; senin sert öğretilerin, büyük idealler olmadan yalnızca kılıçla hayatın soylu tezahürlerini yok etmek için yaşayan herkesi cezalandırdı. Ama tüm bu dersler, hala senin sayfalarını çarpıtmaya ve adını kullanarak sahte koşullar yaratmaya çalışanlar için boşa gitti.
Evet, tarih unutmaz. Hayata layık olanları da olmayanları da unutmaz. Tarih, ulus olarak var olmaya başladıkları andan itibaren parlak bir uygarlık yaratıp destekleyenleri ödüllendirir. Antik çağdan günümüze kadar Yunan tarihine yapılacak basit bir bakış bile, eseriyle şaşırtıcı bir hayranlık uyandırır. Tarih, “tarih unutmaz” diyenlere en güzel cevabı vermektedir. Ne ruhları besleyen saf suyu, ne de toprağı kirleten kanı unutur.
Rum milleti, vicdanında, ruhunda ve eserlerinde özgür bir millettir. Hür ya da tutsak olması fark etmez; çalışkan ve değerlidir. Onun ışığı, sağduyulu olanları aydınlatır. Onun ışığı, bir halk olarak ruhsuz yaşamış olanları kör eder. Tarih, Yunan milletinin bugün yeniden doğuşunu, parlak ve neşeli umutlarla yükselişini unutmadı. Fakat aynı zamanda, bu güneşi gölgeleyen kara bulutları da unutmadı. Geçmişte bu devlette yakan, kesen, harap eden, kaçan ya da hala kaçmakta olan suçluların kininin farkındadır.
Tanrı’nın lütfuyla, tarih unutmaz! “Selamet” gazetesi ve okuyucuları bunu çok iyi bilmelidir.
NİKOS KAPETANİDİS
BATUM’DAKİ RUM HALKI
(Bizim daimi muhabirimizden)
Batum’da, Pontoslu Rumlar Derneği tarafından bir süredir her pazar günü, daha çok milli konulara dair halka açık konferanslar düzenlenmektedir.
Dernek Başkanı Sayın V. İoannidis’in ilk konuşmasının ardından, Profesör Sayın El. Kousis, iki hafta üst üste “Helenizmin Görkemi” hakkında bir konuşma yapmıştır. Ardından, Doktor Sayın G. Kosmidis, çeşitli yönetim biçimleri üzerine bir konferans vermiştir. Daha sonra, Başrahip Gavriil Karapatakis, Trabzon İmparatorluğu’nun çöküşü, nedenleri ve sonuçları üzerine bir konuşma yapmıştır.
Son olarak, 2 Şubat Pazar günü Doktor Theophylaktos, esaret altındaki Helenizmin bir yönü üzerine konuşarak, tarihten örneklerle Helenizmin, tutsak ve köleleştirilmiş olsa bile hiçbir zaman birliğini kaybetmediğini kanıtlamıştır. O her zaman birleşmiş ve etrafında toplanmış, ulusal liderinin önderliğinde, ata dini ve dilini korumuştur. Özellikle esaret döneminde bazı Rum toplulukları gelişmiş ve refah içinde olmuştur. Bunların en önemli örneklerinden biri de Tesalya’daki Ambelakia topluluğudur.
Doktor Theophylaktos, Ambelakia Topluluğunu örnek göstererek, günümüzde de birlik ve milli dayanışmanın gerekliliğini vurgulamıştır. Ayrıca, gençlerin özel bir şirket kurarak ticari bir girişim başlatmasını, yıllık net kârın %10’unu almasını ve geri kalan kârın göçmenlerin ihtiyaçlarına ayrılmasını önermiştir. Bu öneri, halk tarafından büyük bir ilgiyle karşılanmış olup, yakında hayata geçirilmesi beklenmektedir.
Ayrıca, Batum’daki İngiliz yetkililerine tercümanlık yapan değerli bir soydaşımızın girişimleri sayesinde, buradan geçen Amerikan Kızılhaçı heyeti, Batum’daki Rum göçmenler için her ay 30.000 ruble tahsis etmeye karar vermiştir. İlk haftalık ödeme olan 7.834 ruble, Dernek Başkanı Sayın V. İoannidis’e teslim edilmiştir. Ancak, buradaki göçmenlerin ihtiyaçlarının çok büyük olması nedeniyle, Dernek, Amerikan Kızılhaçı Merkez Komitesine başvurarak daha fazla yardım talep etmeye karar vermiştir.
ANT. H. TERZOPOULOS
GAZETELER NE YAZIYOR?
KARS BÖLGESİ VE KIBRIS
Ermeni gazetelerine göre Kars, İngiliz askeri makamları tarafından Ermenistan’a katılmıştır.
Kars’ın kaderine dair bu nihai düzenleme, Konstantinopolis’teki Rum çevrelerinde büyük memnuniyetle karşılanmıştır. Çünkü bu gelişme, Helenizmin en önemli arzularından biriyle yakından ilgilidir.
1878 Antlaşması’na göre, İngiltere, Kıbrıs üzerindeki egemenliğini, Rusya’nın Kars, Batum ve Ardahan’ı iade edeceği zamana kadar sürdürebilecekti. Şimdi ise Kars meselesinin kesin olarak çözülmesiyle, Kıbrıs üzerindeki İngiliz hakimiyetinin gerekçelerinden biri ortadan kalkmıştır. Böylece, Kıbrıs meselesinin Yunanistan’ın lehine olacak şekilde çözülmesi ihtimali de güçlenmiştir. Çünkü adanın tekrar Osmanlı’ya verilmesi gibi bir durum söz konusu bile olamaz.
METROPOLİTİMİZ BATUM’DA
Bütün ayrıntılar – Görkemli karşılama – Batum’daki Rumlar yaşayan bir Helenizm örneği
Batum’un sevgili halkı, liderlerinin ayrılığına üzülerek, şehri gece ışıklarıyla aydınlatıyor. Piskoposun yolculuk yaptığı “Eleni” gemisi, Batum sularında süzülüyor. Gemide, kaptanlar ve komite üyeleri Piskoposun etrafında toplanmış, milli meseleleri tartışıyorlar. Herkes, Helenizmin arzuları ve hakları hakkında konuşacak bir şeyler buluyor.
Piskopos, iki üç kelimeyle herkesi etkiliyor ve onun büyük milli ilerlemeye dair derin görüşleri, kutsal bir saygıyla dinleniyor.
Gece yarısı herkes uykuya dalıyor. Sadece geminin motoru düzenli bir şekilde çalışıyor ve kaptanın güvertedeki adımları, umut verici bir simge gibi yankılanıyor.
Şafak söküyor. Kıyıya yaklaşıyoruz ve Lazistan kıyısının güzel sahili net bir şekilde görülüyor. Manzara muhteşem. Doğal güzelliklere hayran bir insan olan Metropolit, geminin güvertesinde durarak kıyıyı izliyor.
BATUM LİMANINDA
5 Mart, saat 10. “Eleni” gemisi bayraklarla donatılmış şekilde Batum Limanı’na giriyor. Sahilde büyük bir kalabalık var. Kalabalık giderek artıyor, yayılıyor ve tüm geçitleri kaplıyor. Birkaç sandal, gurbetten gelen evlatlarımızla dolu, geminin etrafında dolaşıyor.
- “Başpiskopos gemide mi?” diye soruyorlar.
Bir süre sonra sahilden, kürekçileri çok olan bir sandal yola çıkıyor ve yunus gibi suları yarıyor. Sandalın kıçında sevgiyle bağlı olunan, kutsal bayrak dalgalanıyor. Kısa bir süre sonra, Pontos Birliği Başkanı Bay Vas. İoannidis, Başpiskoposu büyük bir duygusallıkla selamlıyor. Bir süre sonra, Batum Cemaat Komitesi de gemiye çıkıyor, Başpiskopos’un elini sıcak bir şekilde öperek onu sevgili liderleri olarak karşılıyorlar.
Başpiskopos ayrılıyor. Bayrak selam veriyor, geminin düdükleri ise bir selamlama gibi yankılanıyor. Sandallar artık Başpiskoposu sahile götürüyor. Cemaatin temsilcileri, değerli Yunanlılar, sevinçlerini ve heyecanlarını gizleyemiyorlar.
SAHİLDE
Bu yalnızca bir kalabalık değil. Bu, Rum halkının bir topluluğu, törenlerinde ihtişamı göstermeyi bilen bir halk. Birçok Ermeni ve yabancı da var. Yabancılar merakla soruyor:
- “Rumların bugün nasıl bir bayramı var?”
Tören başlıyor. Daha doğrusu, kalabalık o kadar yoğun ki, tören ilerlemek zorunda kalıyor. Herkes onu görmek istiyor. Hem bizim insanlarımız hem de yabancılar onun yüzünü hayal ediyordu. Geleneksel “zupuna” kıyafetlerini hiçbir yerde çıkarmayan köylü kadınlarımız, kalabalığı yararak ilerliyorlar.
RUM SOKAĞI
“Gretskaya Ulitsa” (Rum Sokağı), muhteşem bir mavi-beyaz denizine dönmüş durumda. Her yer defne dallarıyla süslenmiş. Bütün dükkânlar kapalı—sadece Rumlara ait olanlar değil, yabancılara ait olanlar da. Ve bizi en derinden etkileyen şey: Pontos Rumcası, yani Romeyika dilimiz, kulaklarımızda olağanüstü bir keyif uyandırıyor.
Her şey Rum burada, Batum’da. Sokak Rum, halk Rum, bayrak Rum ve duygular tamamen Rum!
TEŞEKKÜR AYİNİ
Halk dalgası Aziz Nikola Kilisesi’nin geçidini dolduruyor ve tören, resmi teşekkür ayiniyle devam ediyor. Kilise defne dallarıyla süslenmiş. Avluda, Müttefik Devletler’in bayrakları dalgalanıyor. Ana kapıda, Yunan bayrağı, harika bir defne ağıyla çerçevelenmiş olarak duruyor ve üzerinde mavi-beyaz harflerle şu yazıyor: “İYİ Kİ GELDİNİZ”
Çanlar sabahın erken saatlerinden beri sevinçle çalıyor. Başpiskopos’u, Başrahip Tsantekov içten bir konuşmayla selamlıyor, ardından Başpiskopos da yanıt veriyor. Gurbetten gelen evlatlarıyla kavuşmanın heyecanını yaşıyor ve onları büyük bir duygusallıkla kutsuyor.
Ardından, Batum Ermeni Cemaati Başkanı Bay Muntoyan, coşkulu bir konuşmayla Başpiskopos’a teşekkür ediyor ve Ermeni halkına gösterdiği büyük ilgi ve yardımlarından dolayı şükranlarını sunuyor. Daha sonra bir Ukraynalı rahip konuşma yapıyor. Ardından, Rus Ulusal Konseyi Başkanı, üniformalı bir Rus generali, Başpiskopos’a büyük bir coşku ve saygıyla hitap ediyor.
Başpiskopos hepsine uygun yanıtlar veriyor. Ayin, derin bir huşu içinde tamamlanıyor. Kilise korosu, Başpiskopos için dualar okuyor.
Gurbet ellere savrulmuş kardeşlerimiz, burada olsalar bile, akılları ve ruhları hâlâ vatanlarında. Gözyaşlarını tutamıyorlar. Ne anılar! Geçmişin unutulmaz hatıraları… Hepimiz, gurbettekiler de, olmayanlar da, acıların sert ekmeğini yedik.
RESMİ KARŞILAMA
Saat 15.00’te, halk Batum’un ünlü Simaevsky Tiyatrosu’nda toplanıyor. Halk dalgalar halinde tiyatroya akın ediyor. Kadınlar, yaşlılar, çocuklar, erkekler, hatta İngiliz ordusunda görev yapan Yunan askerleri de orada. Salon tıklım tıklım dolu.
Başpiskopos’un gelişiyle herkes ayağa kalkıyor. Sahnedeki protokol sırasının ortasında Başpiskopos yer alıyor. Bay P. Simeonidis, Batum Cemaati adına Başpiskopos’a hitap ediyor. Onu kucaklayan Kafkasya’daki Rum cemaatinin sevgisini ifade ediyor. Bay V. İoannidis, Pontos Birliği adına konuşuyor, gözleri yaşlı, Rum milletinin gücüne ve zaferine duyduğu inançla coşkuyla bağırıyor:
“Yaşasın güçlü ve muzaffer ulusumuz! Yaşasın Başpiskoposumuz!”
Kalabalık coşku içinde alkışlarla ve tezahüratlarla karşılık veriyor.
Batum’da bulunan gurbetçilerimiz gözyaşlarını tutamıyorlar. Başpiskopos sadece sevilen bir lider değil; o, aynı zamanda Pontos ve Kafkasya’daki binlerce insanın hayallerini ve umutlarını bir araya getiren bir figür.
Başpiskopos konuşmasına başlıyor. Sözleri, Rum ruhunu besleyen ve güçlendiren bir mesaj taşıyor. Bir baba, evlatlarına hitap eder gibi konuşuyor. Ve konuşmasını, anavatanlarına dönmeleri için doğru zamanı beklemeleri gerektiğine dair bilgece bir öğütle tamamlıyor.
Kalabalık coşkulu alkışlarla ve “Yaşasın Başpiskopos!” sesleriyle yanıt veriyor.
RESMİ YEMEK
Akşam 20.00’de, Batum’un ışıltılı ve lüks Kulüp Salonu’nda, Başpiskopos onuruna resmi bir akşam yemeği düzenleniyor. Katılanlar:
- Batum Cemaat Yönetim Kurulu üyeleri,
- Pontos Birliği Yönetim Kurulu,
- Batum Belediyesi’ndeki Rum temsilciler,
- Rahipler,
- Çeşitli Rum kuruluşlarından temsilciler.
Kadeh konuşmaları başlıyor. İlk olarak Bay V. İoannidis, Başpiskopos’a bağlılıklarını ifade eden bir konuşma yapıyor. Ardından Bay A. Konstantinidis, Eleftherios Venizelos’a övgüler sunuyor. Bay Themis Grigoriadis, Rumca yaptığı konuşmada Başpiskopos’u Pontos’taki ruhani hareketin lideri olarak selamlıyor.
Başpiskopos, her bir konuşmacıya tek tek teşekkür ediyor, onlara ilham veriyor ve Rum halkının büyük kurtuluşunu diliyor.
Yemek, saat 23.30’da sona eriyor.
ZİYARETLER
Ev sahibi olan Bay V. İoannidis’in evinde konaklayan Başpiskopos Hazretleri’ni ertesi gün Ermeni Cemaati Başkanı Bay Montoyan, Batum’daki Ermenistan Konsolosu, Gürcü Cemaati Başkanı ve bir din adamı, Batum Ulusal Yönetim Konseyi Başkanı Bay Maslov, Batum’daki Rus Başrahip ve birçok önemli kişi ile Batum’da yaşayan veya geçici olarak bulunan Küpanlı hemşehrilerimiz ziyaret etti. Bay İoannidis’in evi adeta bir ziyaret yeri haline geldi. Ayrıca, “Evangelismos” Derneği’nin Yönetim Kurulu da Başpiskopos Hazretleri’ni ziyaret ederek son derece duygusal bir şekilde kendisini selamladı.
DAVETLER
Başpiskopos Hazretleri, Batum’un önde gelenlerinden pek çok kez öğle ve akşam yemeklerine davet edildi. 8. gecesinde “Evangelismos” Hanımlar Derneği kendisini çay davetine çağırdı ve burada güzel konuşmalar yapıldı.
DİĞER DETAYLAR
Ev ve dükkânlarda bayraklarla süsleme iki-üç gün sürdü. Başpiskopos, resmi yetkilileri karşılıklı ziyaret etti ve birçok kişiye kartvizitini bıraktı. Batum’un büyüleyici ve eşsiz bulvarında bir tur attı ve hayran kaldı. Rum Batum halkının kendisine yaptığı onurlu karşılama için tekrar tekrar duygularını ve şükranlarını ifade etti. Cemaat okullarını ziyaret etti ve burada bölgeden gelen mülteci çocuklarla buluştu. Rus gazetelerinden gelen röportaj taleplerini geri çevirdi ve “gizli” bir seyahat yaptığını belirtti.
NE ZAMAN AYRILDI
Başpiskopos Hazretleri, 9 Mart Cumartesi akşamı Batum’dan bir İngiliz nakliye gemisiyle ayrıldı. İngiliz makamlarının hesaplamalarına göre gemi, geçen pazartesi akşamı İstanbul’a varmış olmalıydı. İngiliz gemisinin mürettebatı, Başpiskopos’a büyük bir istekle yardımcı olmaya çalıştı.
İZLENİMLERİ
Başpiskopos Hazretleri, Trabzon halkının kendisine olan samimi duygularını büyük bir hassasiyetle ifade etti. O günün anısını sonsuza dek saklayacağını belirtti. Özellikle, Batum’daki Rum halkının kendisine yaptığı nazik karşılama karşısında coşku ve duygusallıkla konuştu. Batum’da canlı ve güçlü bir Helenizmin var olduğunu ve bunun misyonuna layık olduğunu vurguladı.
GAZETELER NE YAZIYOR?
ATİNA’DA BİR PONTOS KONFERANSI
Pontos Komitesi, Atina’daki “Dionysia” salonunda güncel bir Pontos konferansı düzenledi. Resmi davetlilerin yanı sıra özgür ve esaretten kurtulmayı bekleyen birçok Rum da katıldı.
Pontoslu konuşmacı Bay P. Haralambidis, Pontos’un uzun tarihini ayrıntılı ve akıcı bir şekilde anlattı. Pontos’un mücadelesini, çektiği acıları ve Rum karşıtı zulümleri canlı bir şekilde tasvir etti ve cesur Pontos savaşçılarını tanıttı. Konuşması, sık sık alkışlarla ve “Rum Pontos” lehine tezahüratlarla kesildi.
İNGİLTERE PARLAMENTOSUNDA YUNANİSTAN
İngiliz Parlamentosu’nun oturumunda, İskoçya’nın milliyetçi milletvekili ve tanınmış Yunan dostu Bay O’Connor, Yunanistan’ın talep ettiği toprakların akıbeti hakkında bir soru önergesi sundu.
Konuşmasında, Yunanistan’ın taleplerinin sağlam etnolojik temellere dayandığını vurguladı.
“Yunanistan, eski Yunan medeniyetinin ihtişamını yeniden tesis etmek için evrensel sempatiyi hak ediyor.”
Bay Venizelos’un Batı Küçük Asya Konferansı’nda sunduğu taleplerin yalnızca tarihi değil, hatta tarih öncesi temellere bile dayandığını ifade etti.
Türklerin bile İzmir’i hâlâ “gavur İzmir” olarak adlandırdığını hatırlatarak, İzmir’in Yunanistan’a katılmasına karşı herhangi bir muhalefetin temelsiz olacağını belirtti. Aynı şekilde, Yunanistan’ın Trakya’daki saf Yunan nüfus üzerinde denetim ve yönetim hakkını kullanmasının engellenmesinin anlamsız olacağını dile getirdi.
Dodekanes Adaları’nın tamamen Rum olduğunu, Kuzey Epir’in ise en saf Rum nüfusuna sahip bölge olduğunu belirtti. Bunu kanıtlamak için de Yunanistan’ın en iyi politikacılarından bazılarının buradan geldiğini ekledi.
MARMARA ADASI’NIN KADERİ
Bay Romanos, Amerika’daki esir Yunanlıları temsil eden Bay Kyriakidis’ten, Marmara Adası’nın da ana vatan Yunanistan’a katılması yönündeki arzusunu dile getiren bir telgraf aldı.
Bay Romanos, telgrafla cevap vererek Bay Venizelos’un hem memorandumunda hem de Paris Barış Konferansı’ndaki taleplerinde, Artake kazasının (Kapıdağ Yarımadası) Yunanistan’a bağlanmasını istediğini belirtti. Bu nedenle Marmara Adası’nın da doğal olarak Yunan taleplerine dâhil olduğunu ifade etti.
DUYURU
Argyroupoli’deki muhabirimiz Bay Theodoros Fytianos’un gazetemiz temsilciliğinden ayrılması nedeniyle, oradaki ve çevredeki abonelerimizin gazetelerini doğrudan postaneden almaları rica olunur.
YÖNETİM
PARİS’TEKİ EVZONLAR
Saray muhafızlarının özel birliğinden üç jandarma ile saray muhafızlarının en iri yapılı üç Evzon askeri, Paris’te Bay Venizelos’un onur muhafızını oluşturmak üzere yola çıktı.
AMERİKA’NIN YUNANİSTAN’A DESTEĞİ
Amerikan Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı, ünlü senatör Bay Gilbert Hitchcock, Atina gazetelerinden birine yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Yunanistan’a karşı büyük bir sempati duyuyorum ve Amerikan halkının da bu duygularımı paylaştığına hiç şüphem yok.”
“Dodekanesos Adaları’nın Yunanistan’a ait olması gerektiğini düşünüyorum.”
Aynı komitenin bir diğer üyesi Bay Willard Solobery ise şöyle konuştu:
“Tereddütsüz söyleyebilirim ki Yunanistan ve dünya üzerindeki tüm Yunan toplulukları, benim ve Amerikan halkının tam desteğini almaktadır.”
“Bay Venizelos, çağımızın en büyük adamlarından biridir.”
Komitenin başka bir üyesi Bay Henry Allen Cooper ise şu sözleri ekledi:
“Düşünüyorum ki eğitim almış ve Yunan tarihini okumuş hiçbir Amerikalı, Yunanistan’a karşı sempati beslememesi mümkün değildir.”
Senatör Lodge ise Yunanistan’a katılması gereken bölgeler arasında, tamamen Rum olan Pontos’u da dâhil etti.
KANADA’DAN YUNANİSTAN’A MALZEME
Paris’ten alınan bilgilere göre, Bay Venizelos, Kanada hükümeti nezdinde girişimlerde bulunarak Yunanistan’ın yeni ihtiyaçları için gerekli olan demiryolu malzemelerinin temin edilmesini talep etti. Kanada hükümeti, verdiği yanıtta, Yunanistan’a krediyle kamu işleri malzemeleri ve köprüler, demiryolu araçları gibi her türlü demiryolu ekipmanını uygun fiyatlarla sağlamayı taahhüt ettiğini bildirdi.
ALMANLAR SAVAŞ GEMİLERİNİ GİZLİYOR
Müttefik kuvvetlerin denizlerde ateşkes şartlarının yerine getirilmesini denetleyen yetkilileri, bazı limanlarda Almanların saklamaya çalıştığı 10 muhrip gemisini tespit etti.
BULGAR ÇOCUK KAÇIRMA OLAYLARI
Bulgarlar, acımasızlık ve vahşette birbirleriyle yarışarak, Doğu Makedonya genelinde çocuk kaçırma olaylarına giriştiler. Ancak Yunan-Müttefik misyonunun müdahalesiyle, Bulgarlar, zorla Bulgarlaştırarak tamamen Yunan kimliğini değiştirmeye çalıştıkları Yunan çocuklarını teslim etmek zorunda kaldılar.
Yunan misyonunun üyeleri yaptıkları araştırmalarda, hatta Bulgar bakanlarının evlerinde bile Yunan çocuklarını bulurken, Bulgar basını utanmazca bu durumu yalanlamaya çalışmaktadır.
İngilizler Ne Aldı?
Ateşkes şartlarına göre Almanya’nın silahlarını teslim edip etmediği konusunda Parlamento’da yapılan açıklamada, tüm ağır topların ve sahra toplarının teslim edildiği, ancak bazılarının iyi durumda olmadığı belirtildi. Makineli tüfekler, siper topları ve uçaklar eksiksiz olarak teslim edildi. 150.000 vagonun 126.836’sı, 1 Şubat’a kadar ise İngiliz yetkililere 1.226 araç teslim edildi. Bunlara diğer Müttefiklere teslim edilenler dahil edilmemektedir.
Tüm yardımcı kruvazörler hizmet dışı bırakılacak, savaş donanımları imha edilecek ve bu gemiler ticari gemi olarak kabul edilecektir. Ayrıca, Helgoland tahkimatları ve kaleleri yıkılacak, adanın kaderi Barış Konferansı’na bırakılacaktır.
Almanya’nın Denizcilikte Yenilgisi ve Yeni Ateşkes Şartları
“Times” gazetesi, Almanya ile yapılan ateşkesin denizcilikle ilgili şartlarının neredeyse tamamlandığını yazıyor. Almanya’nın sekiz zırhlı gemi (Oldenburg ve Helgoland dahil), sekiz kruvazör (Strasbourg dahil), kırk iki muhrip ve elli torpido botunu aynı anda teslim etmesi istenebilir.
Tüm denizaltılar, tersaneler ve denizaltı onarım atölyeleri 15 gün içinde yok edilecek, Kiel’deki kuru havuzlar da dahil.
PONTOS CUMHURİYETİ
“Pontos” gazetesi yazıyor:
Pontos Cumhuriyeti’nin yeniden kurulması meselesi, nihai ve olumlu bir çözüme ulaşmak üzere. Paris’te bulunan Pontos temsilcileri, başlarında vatansever Bay A. Konstantinidis olmak üzere, bir hafta önce Bay Clemenceau’ya bir muhtıra sundular. Bu muhtırada, bölgedeki Rum halkının haklarını savunarak, barış konferansının, güçlü ve şanlı Amerika’nın kurtarıcı ilkeleri doğrultusunda Pontoslu Rumları ebedi zulümden kurtaracağına olan inançlarını dile getirdiler.
Bu muhtıra, kusursuz bir dille yazılmış ve Pontos’taki Rum nüfusunun üstünlüğünü tartışmasız kanıtlayan istatistikler ve belgelerle desteklenmiştir. Diplomatik çevreler ve özel komisyon tarafından büyük bir dikkatle incelenmiştir.
Ermeni heyeti, Büyük Güçler Konseyi önünde Ermeni taleplerini açıklarken Trabzon vilayetinin Ermenistan’a katılmasını talep etti. Ancak, Ermeni heyeti bile vilayette Rum nüfusunun çoğunlukta olduğunu kabul etti. Yine de, Yunan hükümetinin bu konuda Ermenilerle mutabık olduğunu öne sürdüler.
Pontos Ulusal Konseyi Başkanı Bay Oikonomou, böyle bir anlaşmanın sadece Yunan hükümetini ilgilendirdiğini belirtti. Karadeniz bölgesindeki Rum nüfusu, böyle bir çözümün demokratik Antant ilkelerine aykırı olduğunu vurgulayarak şiddetle karşı çıkmaktadır.
Bu arada, Paris’te yayımlanan “Chronos” gazetesi, Ermenilerin Trabzon konusunda Yunanistan ile anlaştıklarını iddia ederken, Fransa ile Alexandretta ve Kilikya konusunda herhangi bir anlaşmaya varmamalarını şaşkınlıkla karşılamaktadır.
YABANCI HABERLER
ASİL BİR DAVRANIŞ
Giresunlu Nikolaos Pavrianidis, Suşehri’ne giderken ailesini Tanrı’nın merhametine bıraktı ve geçimlerini sağlayacak tek kuruşları yoktu. Gittiğinde, eşi büyük bir umutsuzluk içinde eniştesi Savas H.’den maddi yardım istedi.
Savas H., beş ay boyunca maddi destek sağladı. Ancak, Pavrianidis askerden döndüğünde borcunu kabul etmeyip, ödemeden kaçınmaya çalıştı.
Bununla da yetinmeyerek, kardeşi Lazaros G. Pavrianidis’in evinin tapusunu çalarak, kardeşinin erkek çocuğu olmadığı için evin kendisine ait olduğunu iddia etti.
Böyle bir sahtekârlık kabul edilebilir mi? Bu yüzden, Pavrianidis’in saygısızca ve onursuzca davranışlarını kamuoyunun takdirine bırakıyorum.
Giresun, 13 Şubat 1919
Savas H.
NİŞAN HABERLERİ
- Konstantinos Velissaridis ve Niovi I. Kolasi, Marsilya’da nişanlandı.
- Nikolaos D. Leontidis ve Sofia A. Leontidi, Anapa’da nişanlandı.
“Epochi” gazetesi, sevgili dostlarını tebrik ederek, yeni hayatlarında tüm dileklerinin gerçekleşmesini diler.
Matbaa
Georgios E. Mihailidis
(3515 sayfadan oluşan Epochi sayıları Nikos Kapetanidis’in kardeşinin torunu olan ve halen Atina’da yaşamakta olan Kostas Kapetanidis tarafından dijitalize edilmiş ve Yunanca olarak tarafımıza iletilmiştir. Türkçeye çevirisi Tamer Çilingir tarafından üstlenilmiştir)