2. Yıl, Sayı 37
Trabzon, Cumartesi 23 Şubat 1919
Gazete ofisi: Semercilerpaşa Caddesi, Fostiroğlu Bankası’nın yanında, No: 1-2, Trabzon
Yönetici ve sahibi: Nikos Kapetanidis
MAİKOP CEMAATİNİN 100.000 RUBLE BAĞIŞI
MAİKOP
Rus topraklarında gurbet ellerde yaşayan sağlıklı Yunan toplumu içinde, şimdi Maikop Yunan cemaati de milli dayanışma ve gerçek vatanseverlik ruhunu yeşertmekte ve yaymaktadır. Cemaat, geçtiğimiz günlerde Başpiskopos Hazretleri Sayın Chrysantos’a mültecilerimiz için 100.000 ruble bağışta bulunarak bu asil ve gerekli yardımda bulunmuştur.
Bu kıymetli bağış, gurbet ellerde yaşayan kardeşlerimizin diğer yardımlarıyla birlikte, onların asil ruhunun ve duygularının kanıtıdır. Kafkasya ve Kuban’da Yunan yaşamını inşa eden bu insanlar, aynı zamanda milletimizin acılar içinde kıvranan çocuklarını kurtarmayı hayal eden, bunun için bekleyen şair ruhlardır.
Bu yüce hareket, bizleri yüreklendirerek güzel işlere atılmaya sevk ediyor. Gurbet ellerdeki Yunan toplumunun asil desteğiyle güçleniyoruz. Ümit ederiz ki, Maikop cemaatinin bu cömert hareketi her Yunan köşesinde sevinçle yankılansın.
YAŞAYANLAR İÇİN
AHLAKIN PAZARINDA
Geçirmekte olduğumuz dönem, yeni bir toplumsal terimin doğmasına yol açmıştır. Bu terim “çürük”tür. Ahlaki açıdan çürümüş olan kişi, yalnızca temel ahlaki öğretilere değil, çevresinde olup biten olayların aydınlatıcı anlamına bile duyarsızdır. Bu kişi, aklını günlük yaşamın en bayağı yönlerine sabitlemiştir. Çevresinde olup bitenlere gözlerini kapatır, ahlaki yozlaşmaya boyun eğer ve bu durumu taklit eder.
Toplumumuzda ve diğer tüm toplumlarda bu “çürük” bireyler, her türlü yozlaşmış sosyal, toplumsal ve bireysel unsuru kendilerinde toplarlar. Bunlar, her türlü sahte eğitimin yıkıldığı bilinçsiz varlıklardır. Ellerini uzatıp kendileri gibi olanları veya daha kötülerini yanlarına çekerler. Etraflarında, her türlü bilgelikten yoksun, fikir ve bilgi açısından harabe haline gelmiş, toplumun asil hareketlerinden dışlanmış kişileri görebilirsiniz. Ün kazanmak için kendilerini öne çıkarmaya çalışan, ama ancak alay ve tiksintiyle anılan Don Kişotlar da bu gruba dahildir.
Bu “çürükler”, ahlakın pazarına inen bir topluluktur. Ancak ahlakı hiçbir zaman tanımamış ve asla tanıyamayacak olan bir topluluk.
Toplum dikkatli olmalıdır. Çürükler, içinde ölüm saklayan şişelerdeki zehirler gibidir. Onlardan sakınınız! Onlar, toplumun dışına itilmiş, ahlaki olarak iflas etmiş anarşistlerdir. Tıpkı bir mahkum gibi kapatılmaları ve sonunda sahipsiz, ağlayan kimse olmadan ölmeleri kaçınılmazdır.
Onlar, Dionysos’un çılgın takipçileri gibi utanmazca dans edenlerdir; alınlarında ise kendi ahlaki ölümlerinin yazılı olduğu bir damga vardır.
NİKOS KAPETANİDİS
YARDIMA ÇAĞRI!
RUS KİLİSESİ BOLŞEVİKLERE KARŞI
Omsk Başpiskoposu Silvestros ve Rus Kilisesi’nin ileri gelen din adamları, Bolşeviklerin kontrolünden kurtulan bölgelerde Papa’ya, Paris, Londra ve New York Başpiskoposlarına, Belgrad, Bükreş ve Atina Metropolitlerine ve tüm Doğu Patriği’ne şu çağrıyı yapmıştır:
“Bolşevikler, 1917’de Rusya’da iktidarı ele geçirerek toplumu ve medeniyeti mahvetmişlerdir. Dine ve ruhban sınıfına zulmetmekte, kiliseleri ve kutsal mabetleri yağmalamaktadırlar. St. Petersburg ve Moskova’daki tarihi hazineler ve kütüphaneler yağmalanmıştır. Kiev Metropoliti Vladimir, yirmi piskopos ve yüzlerce rahip ya canlı canlı gömülerek ya da uzuvları kesilerek öldürülmüştür. Tula ve Harkov’da büyük halk topluluklarıyla düzenlenen dini ayinler silahlarla dağıtılmıştır. Bolşeviklerin hüküm sürdüğü her yerde Hristiyan kiliseleri, ilk Hristiyanlık dönemlerinden bile daha büyük bir vahşetle zulme uğramaktadır. Bolşevikler dini kutsalları ayaklar altına almakta, kadınların ortak mülkiyetini ilan etmekte ve ahlaki özgürlüğü teşvik etmektedirler. Halk bu zulümden bıkmış durumdadır. Sadece Bolşeviklerden kurtulmuş Sibirya ve Urallar’da yasalar yeniden uygulanmaya başlanmıştır.”
İZMİR’DE
Sayın Zamanos, Yunanistan’ın İzmir’deki temsilcisi olarak atanmış olup, yakında oraya varması beklenmektedir.
YENİ BAYRAK
MİLLETLER CEMİYETİ MAVİ-BEYAZ BİR BAYRAK EDİNDİ
Bir İngiliz gazetesi, Milletler Cemiyeti bayrağının yakında denizlerde dalgalanacağını bildirmiştir. Bayrak, üç yatay şeritten oluşmaktadır. Üst ve alt şeritler beyaz, orta şerit ise mavidir.
Bu bayrak, teslim edilen düşman gemilerinin direklerine ilk kez çekilecektir. Toplam 750.000 ton kapasiteye sahip olan bu gemiler, Fransa, İngiltere, İtalya ve Amerika temsilcilerinden oluşan Denizcilik Konseyi’nin denetimi altındadır.
YUNAN KRALI
Bazı gazetelerde yer alan Yunan Kralı Aleksandros’un yakında İstanbul ve İzmir’e seyahat edeceği yönündeki haberler yalanlanmıştır.
AKADEMİK BAŞARI
Sayın Venizelos, Fransız Ahlaki ve Siyasi Bilimler Akademisi’ne, merhum Roosevelt’in yerine üye olarak seçilmiştir.
BULGARİSTAN’DAKİ RUMLAR
Sofya’daki Yunan askeri heyeti, sürgüne gönderilen Yunanlıların yurtlarına geri gönderilmesiyle ilgili görevini tamamlamıştır. Bulgaristan’da şu anda yalnızca 4.500 sürgün kalmıştır, bunların çoğu Doğu Trakya’dandır. Hepsi kısa süre içinde geri dönecektir.
ROMANYA’NIN KAYIPLARI
Resmi Rumen istatistiklerine göre, savaş sırasında Romanya’nın kayıpları 9.539 subay ve 325.117 asker olmak üzere toplam 334.656 kişiyi bulmuştur. Ayrıca, 275.000 asker ve sivil çeşitli hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetmiştir.
ÜNLÜLER
Smyrna’dan gelen haberlere göre, Trabzon vilayetinin sağlık müdürü Ali Saip Bey, İçişleri Bakanlığı’nın emriyle tutuklandı.
NE KAYBETTİLER!
İngiliz gazetesi, İtilaf Devletleri ve tarafsız ülkelerin denizcilik kayıplarına dair istatistikler yayımladı:
- İngiltere: 8.786.000 ton
- Belçika: 105.082 ton
- Danimarka: 255.302 ton
- İspanya: 237.862 ton
- Amerika: 105.082 ton
- Fransa: 807.077 ton
- Yunanistan: 414.675 ton
- Hollanda: 229.041 ton
- İtalya: 861.433 ton
- İsveç: 264.000 ton
Yunan denizcilik kayıpları şu şekilde dağılıyor:
A) 154 buharlı gemi (397.913 ton) ve 126 yelkenli gemi (11.419 ton) batırıldı.
B) 18 buharlı gemi (32.675 ton) savaş ilan edildiğinde düşman limanlarında tutuldu.
C) 12 buharlı gemi düşman tarafından zarar gördü, ancak tamir edilebilir durumda.
Orantılı olarak Yunanistan’ın denizcilik kayıpları, tüm Müttefiklerden daha büyük!
ERMENİ DEVLETİ
Paris’teki yetkili çevreler, gelecekte bağımsız bir Ermeni devletinin Amerikan kontrolüne verileceğini düşünüyor. Bu fikri Bay Venizelos da raporunda destekledi.
ŞIMARIK SEVGİLİMİZ!
ENVER HIRSIZ!
Atina’dan telgraf:
Enver Paşa’nın yazlık sarayında yapılan araştırmalar, tahtaların altına saklanmış 7 sandık altın para ve mücevherat içerdiğini ortaya çıkardı. Toplamda 130.000 altın lira bulunmuş olup, bu miktarın Ermeni bankaları ve evlerinden Enver Paşa’nın emriyle yağmalandığı tespit edilmiştir. Ele geçirilen belgelere göre, bu altınların bir kısmı, savaş sonrası Konstantinopolis’e yapmayı planladığı ziyaretin anısına madalya bastırmak için kullanılacaktı. Ancak bu paraların tamamı hazine tarafından el konulmuş ve uygun şekilde kullanılacaktır.
VARNA OLAYI
Bulgarlar bedelini ödüyor!
Daha önce, Varna’da Yunan ve Bulgar askerleri arasında yaşanan kanlı olayları bildirmiştik. Şimdi, Yunan Genelkurmayı, resmi belgelere dayanarak Bulgar hükümetinden tatmin edici bir yanıt talep etti ve bu yanıt hemen verildi. Talepler şunlardı:
A) Varna’daki Bulgar askeri birliğinin komutanı değiştirilecek.
B) Tüm Bulgar subayları başka yerlere atanacak ve cezalandırılacak.
C) Halkı protestolara teşvik eden üç üniversite profesörü görevlerinden alınacak.
D) Varna kenti 100.000 frank para cezası ödeyecek; bu miktar Yunan hayır kurumlarına bağışlanacak.
Ve şimdi bu maskaralığın tadını çıkarın!
NOTLAR
ARZUMUZUN TOPRAĞI
Yunan halkı, milli meselelerinin nasıl geliştiğini büyük bir dikkatle takip ediyor ve çözümleri konusunda gizli bir endişe duyuyor. Şimdi diplomasi savaşı başlıyor—top ve tüfek savaşından daha inatçı ve karmaşık!
Topraklarımız Panhelenik sevgiyle korunuyor. Sevgili vatanımız kutsanmış ve Tanrı tarafından korunmuş olsun!
SON GÜLEN İYİ GÜLER
Bu kritik dönemde, en büyük ulusal görevimiz mültecilerimizi barındırmak, beslemek ve korumaktır. Ancak, bu ciddi zamanlarda bile, bazı ahlaksız liderler ulusal değerleri hiçe sayarak maskaralık peşinde koşuyorlar. Ne yazık ki, yozlaşmışların ve çıkarcıların çöküşü kaçınılmazdır. Onlar son kozlarını oynuyorlar. Ama asıl kazanan, en son gülen olacaktır!
PONTUS’UN RUM ŞEHİTLERİ
B
ADASSA (Torul)
Devamı önceki bölümden
- Mourtsaghi: 18 ailenin yaşadığı tamamen Rum köyüydü. 10 aile Rusya’ya göç etti. Geriye kalanlar, Ryakion halkı gibi ağır sıkıntılar çekti. 1916 Mart ayında, köyün muhtarı Kosmas G. Chrysonidis, ünlü jandarma komutanı Ali Rıza Efendi tarafından ağır şekilde dövüldü ve neredeyse ölüyordu. Üç ay boyunca yaralarını zor iyileştirdi. Köy, 100 koyun, 60 inek ve 3 yük hayvanına sahipti.
- Tsibrika: 20 ailenin yaşadığı bir Rum köyüydü. 17 aile Rusya’ya göç etti, sadece 3 aile kaldı. Ancak bunlar da evlerini terk etmek zorunda kaldılar. Tüm eşyaları, yiyecekleri ve hayvanları çapulcular tarafından yağmalandı. 1916 Temmuz ayında Türk ordusunun geri çekilmesi sırasında büyük çapta yağmalandı. Köy, 100 koyun, 50 inek ve 5 yük hayvanına sahipti, fakat tamamı çalındı.
- Palaihorion: 25 Rum ailesinin yaşadığı bir köydü. 22 aile Rusya’ya göç etti. Türk ordusu geri çekilirken büyük talan ve baskınlara uğradı. Evler basıldı, tüm taşınabilir mallar yağmalandı. Sonrasında köyü yeniden ele geçiren Türk askerleri, geride kalan 3 aileye ve Çizera’dan gelen birkaç Rum mülteciye ağır zulümler uyguladı. Köyde 150 koyun ve 60 inek vardı; tamamı gasp edildi.
- Adıssa
Son derece Yunan karakterli ve gelişmiş bir ülke, nüfusu 600 kişi ve 100 aileden oluşmaktadır. Bu ailelerden 25’i Kafkasya ve Kırım’a dağılmış, kaçışları sırasında maruz kaldıkları çeşitli sıkıntılar nedeniyle büyük kayıplar vermiştir. Kiliseleri, okulları ve evleri, içindeki eşyalarla birlikte tamamen yağmalanmış ve yok edilmiştir. Geriye kalan 5 aile ise perişan bir halde Side’de yaşamaktadır.
Bu köy, 22 Nisan 1916’da Trabzon ve Platan çevresinden gelen mülteci Türkler tarafından bir başka saldırıya daha uğramış ve bu saldırı sırasında iki kişi hayatını kaybetmiştir. Köyde 600 koyun, 100 inek ve 10 yük hayvanı bulunmaktaydı. - Goumera Manastırı
Bu manastır, 300 yıl öncesine dayanan bir geçmişe sahiptir ve Büyük Side köyünün karşısında, güzel bir bölgede konumlanmıştır. Kutsal İkonalar ve zengin bir şekilde süslenmiş kilisesiyle ünlüydü. İçinde lüks emanetler, büyük gümüş kandiller, zengin bir kütüphane, halılar, mobilyalar ve benzeri eşyalar bulunuyordu. Manastırın büyük ve görkemli yapıları vardı ve Avrupa Savaşı’ndan önce, çevredeki Yunan köylerinin desteğiyle, burada bir buçuk yıl boyunca 60 öğrencinin eğitim aldığı bir lise kurulmuştu. Ancak Yunan ulusunun içine düştüğü zorluklar nedeniyle okul kapanmak zorunda kaldı.
Son olayların ardından, Türkler geri dönünce, manastır Sideli ve Makrelli Türk mahkumlar tarafından yağmalandı. Yağmalamada özellikle Memet Efendi, Ömer Efendi ve Osman Efendi’nin liderlik ettiği Türk köylüler öncülük etti. Bunun sonucunda, manastır tamamen harap oldu ve meydana gelen zararların on binlerce Osmanlı altınına ulaştığı tahmin edilmektedir. - Side
Nüfusunun yarısı Rum olan bir yerleşim yeri olup, burada 300 kişi ve 60 Rum ailesi yaşamaktaydı. Bu ailelerden sadece 10’u, Türk çetecilerin saldırısından korkarak her şeylerini bırakıp apar topar Kırım’a kaçmış ve orada büyük sıkıntılar çekerek ağır kayıplar vermiştir. Ancak köyde kalan 40 aile de Türk komşularından ve çetecilerden büyük zulümler görmüştür.
Özellikle Zerouda köyünden gelen Türkler, bu Rum ailelere dört-beş kez saldırarak mallarını yağmalamış ve onları tamamen fakir düşürmüştür. Temmuz 1916’da, bölgedeki Osmanlı ordusunun geri çekilmesi sırasında, Türk askerleri de Rum evlerine girerek değerli eşyalarını, hatta paralarını bile çalmıştır. Ancak bir mucize eseri, Rum mahallelerindeki kiliseler, okullar ve evler saldırılardan zarar görmeden kurtulmuştur.
Bu köyde 400 koyun, 200 inek ve 20 yük hayvanı bulunmaktaydı; ancak zamanla çeşitli olaylar nedeniyle hepsi kaybedilmiştir.
·
- Batum’daki Rumlar
- (Özel Muhabirimizden)
12/25 Şubat 1919 Salı günü, Batum’da “Elpis” adlı kültürel derneğin düzenlediği etkinlik kapsamında, “Esme” adlı dram ve “Şair Avukat” adlı komedi oyunu, Smaevski Tiyatrosu’nda sahnelendi.
Büyük bir gururla belirtmeliyiz ki, sahneye ilk kez çıkan amatör oyuncular oldukça başarılıydı. “Esme” rolünü üstlenen genç Felekidou, yaşına rağmen büyük bir etki yarattı. Daha çok çalışırsa gelecekte büyük başarılara imza atacağını umuyoruz.
Nikos Sahtaridis, oyun boyunca duygu dolu bir performans sergiledi ve başarılı hareketleriyle dikkat çekti. Bir sonraki performansında daha da başarılı olacağını düşünüyoruz. Komedide hizmetçi rolünü oynayan Dimos Sahtaridis, tamamen hazırlıksız olmasına rağmen harika bir performans sergiledi.
Dram ve komedide rol alan diğer oyuncular da başarılıydı, ancak kendilerini geliştirmek için daha fazla çalışmaları gerektiği açık. Bir sonraki performanslarında daha büyük başarılar bekliyoruz.
Gösteriden elde edilen 3.818 rublelik gelir, Pontus Rumları Derneği yararına bağışlandı.
Ertesi gün, 13/26 Şubat Çarşamba günü, Batum’daki Aziz Nikolaos Kilisesi’nde, Fransa Başbakanı ve büyük Yunan dostu Georges Clemenceau’nun suikast girişiminden sağ kurtulması nedeniyle bir şükran ayini düzenlendi.
Bu ayine, Rize Metropoliti Vekili Oikonomos Konstantinos başkanlığında tüm yerel papazlar ve büyük bir halk topluluğu katıldı. Ayrıca Fransız Konsolosu Quiso, Fransız bir subay, Batum bölge konseyi başkanı Maslov ve eşi, Batum belediye başkanı Knyaz Dzavakhov ve bazı davetliler de törende hazır bulundu.
Duygusal bir şekilde gerçekleştirilen ayinin ardından, Pontus Rumları Derneği Başkanı Vasil S. Ioannidis bir konuşma yaptı. Clemenceau’nun Yunan davasına yaptığı katkıları vurguladı ve konuşmasının sonunda, cemaat Clemenceau, Lloyd George, Wilson, Poincaré ve Venizelos lehine tezahürat yaptı.
Ertesi gün Clemenceau’ya şu telgraf gönderildi:
“Batum ve çevresinde yaşayan Pontus Rumları olarak, büyük Rum dostu Clemenceau’ya içten tebriklerimizi ve sağlık dileklerimizi sunuyoruz. Sizin varlığınız insanlık için çok değerlidir.”
Pontus Rumları Derneği Başkanı – V. Ioannidis
·
- Batum’da Rum Gecesi
- 16 Şubat gecesi, Batum’da “Evangelismos” adlı hanımefendiler derneği tarafından düzenlenen sanat gecesi unutulmaz bir etki bıraktı.
- Rus topraklarında yolculuk yapan biri için, Batum’daki saf Yunan yaşamı büyük bir etki yaratıyor. Trabzonlu Yunanların özverili çalışmaları ve fedakarlıkları göze çarpıyor. Amaçları, milli ihtiyaçlara ellerinden geldiğince destek olmaktır.
- Etkinlikte, Xenopoulos’un “Psihosavvato” (Ölüler Cumartesisi) adlı oyunu sahnelendi. Stella Mihailidou’nun performansı hafızalarda yer etti. Onda büyük bir yetenek görüyoruz ve gelecekte sürprizler yaratabileceğini düşünüyoruz.
- Şarkılarda Kontourov’un sesi Yunan müziğinin güzelliğini ve sanatçının doğuştan gelen yeteneğini yansıttı.
- Ayrıca “To Paidi” adlı maskeli balo sahnelendi. Oyuncuların tümü iyi performans sergiledi. Kleopatra Mihailidou ve Keralia Nio’nun ince sesi özellikle etkileyiciydi. Olympia Mihailidou da başarılı bir performans sundu.
- Tüm genç oyuncular tebrik edilmeyi hak etti. Monologlar okundu, Yunan şarkıları söylendi ve sonsuz Yunan ruhunun varlığı, sanat yoluyla her yerde yaşatılmaya devam etti.
- VE BU YÜZDEN, BATUM’DAKİ “EVANGELISMOS” SANAT DERNEĞİ, KAFKASYA TOPRAKLARINDA HER ZAMAN PARLAMAYA VE YUNAN IŞIĞINI BOLLUK VE HAYRANLIK UYANDIRACAK ŞEKİLDE YAYMAYA HAZIR BİR YUNAN SEMBOLÜ GİBİ GÖRÜNÜYOR.
- “Evangelismos” derneğinin hanımefendilerinin ellerini büyük bir sevinç ve heyecanla sıkıyoruz. Çalışmalarını büyük bir ilgi ve sempatiyle takip ediyoruz.
- “Evangelismos” yönetim kurulu üyeleri şunlardır:
Başkan: Viktoria Domninou
Başkan Yardımcısı: Dora Chontcharia
Sekreter: Sofia Mihailidi
Sayman: Afroditi Domninou
Üyeler: Stella Mihailidi, Klio Mihailidi ve Andromahi Terzopoulou.
Yedek Üyeler: Hypatia Ioannidi, Viktoria Feleki ve Eleni Kandili. - Hepsi, üstlendikleri güzel göreve layık kişiler. İleri!
- Filoptohos Kardeşliği “Gavras” (Atra)
- Büyük bir sevinç ve ulusal gururla, halkımıza Atra, Haldia’da yeni kurulan Filoptohos Kardeşliği’nin, adını Orta Çağ’ın en şanlı figürlerinden biri olan ve Atra kökenli “Gavras”tan alan derneğin amacına ulaştığını bildiriyoruz.
- 1 Şubat’ta yapılan toplantıda, yönetim kurulu şu şekilde seçilmiştir:
Başkan: Grigorios Tarasidis
Üyeler: Nikolaos Gavras, Georgios Gavras, Anestis Chrysounidis ve Georgios Mavropoulos
Sekreter: Georgios I. Metaxas - Aynı toplantıda, dernek, kutsal amaca 250 ruble bağış yapan başkan Grigorios Tarasidis’i büyük hayırsever, 60 ruble bağış yapan Nikolaos Gavras’ı ise bağışçı olarak ilan etti.
- Bu kutsal ve hayırsever hareketin, hem burada hem de yurt dışında yaşayan varlıklı yurttaşlarımız için örnek olmasını diliyoruz.
- Atra, 8 Şubat 1919
- Başkan: Gr. Tarasidis
Sekreter: G. I. Metaxas
·
- YUNAN KÖYLÜLERİNİN ÇEKTİKLERİ
- Şu bilgiler bize ulaştı:
- Koustras köyündeki suç unsurları, Sanogia, Danoyahas, Sahnois ve Chamouri köylerinin sakinlerine yönelik saldırılarını sürdürüyor. Her gün silahlı gruplar Hristiyan evlerine girerek korku saçıyor, tehdit ediyor, yağmalıyor ve öldürüyor. Geçtiğimiz günlerde, Kotseras’tan Tsipouktsi Oğlu Hasan, birkaç ay önce Danoyahaslı Savvas Kamandos’u yaraladığı için bir ay hapis yatmıştı. Serbest bırakıldıktan sonra Savvas’tan mahkeme masrafları için 30 ruble talep etti ve onu ölümle tehdit ederek bu parayı aldı.
- Koustraslıların zulmüne karşı korunmak isteyen köylüler, çete liderleri Tsipouktsi Oğlu Hüseyin, Çolak Oğlu Ali, Nasufoglou Cemal ve Papari Yusuf’u bekçi olarak tutmayı kabul etti ve onları iyi para ödeyerek kiraladılar. Ancak, bu kişiler köylüleri korumak yerine, diğer haydutları kışkırtarak daha büyük zulümlere neden oldular. Bugün, bu köyler, sözde koruyucularının yönetimi altında tarifsiz acılar çekmektedir.
·
- BÖLGESEL HABERLER
- İMERA
- Geçtiğimiz Pazar, 17’sinde, burada bulunan Meryem Ana Kilisesi’nde, savaş sırasında hayatını kaybeden soydaşlarımız için büyük bir anma töreni düzenlendi.
- Törene, çevredeki Yunan köylerinden temsilciler de katıldı. Anma sırasında, din adamlarımızdan Rahip P.G. Tanimanidis kısa bir konuşma yaptı. Ardından, savaşın sona ermesi vesilesiyle büyük bir dua töreni gerçekleştirildi. Okul müdürü, savaşın acı dolu geçmişini hatırlatarak, yaşanan olayların önemini vurguladı ve gelecekteki görevlerimizi anlattı.
- Törenin ardından, katılımcılar okul binasına geçti ve burada düzenlenen bir resepsiyona katıldılar. Köyümüz adına, saygın misafirlerimize Dimitrios Fostiropoulos hitap etti ve birlik ve beraberlik çağrısında bulundu.
- Tören, öğrencilerin seslendirdiği güzel ilahilerle sona erdi. Organizasyon komitesine, bu başarılı ve anlamlı etkinliği düzenledikleri için teşekkür ederiz.
İmera, 2 Şubat 1919
Agath. Fostiropoulos
- BASINDA YER ALAN HABERLER
- DENİZLERİN ÖZGÜRLÜĞÜ
- Amerika’ya dönerken bir basın toplantısı düzenleyen Wilson, denizlerin özgürlüğünün tarafsızlaştırılmayacağını, ancak Milletler Cemiyeti’nin yetkisine bırakılacağını açıkladı. Şu anda Cemiyet, tüm denizcilik meselelerini düzenleme konusunda çalışmaktadır.
- EKÜMENİK PATRİKHANE’NİN GÖREVİ
- Konstantinopolis’ten aldığımız bilgilere göre, Ekümenik Patrikhane’nin vekili, iki din adamı ve iki sivilin yer aldığı büyük bir heyet yakında Paris’e gidecek. Heyetin, Venizelos’un taleplerini içeren memorandumla ilgili önemli görüşmeler yapacağı belirtiliyor.
- MİLYONLUK SOYGUN
Geçtiğimiz hafta, Poti ile Batum arasında bir buharlı gemide büyük bir gasp olayı yaşandı. Odessa’dan gelen ve Poti’de şeker boşaltan buharlı gemi Batum’a doğru hareket ettiğinde, gemide bulunan Gürcüler ve mürettebat, kaptanı tehdit ederek gemiyi durdurdu ve tüccarların üzerindeki tüm parayı aldı.
Tüccar Ahilleas F. Kousis’ten 1 milyon ruble çalındı. Toplamda 5 milyondan fazla ruble gasbedildi. Soyguncular, kaptanı kendilerini kıyıya bırakmaya zorladı ve kaçmayı başardı. İngiliz yetkililer, olayla ilgili gerekli işlemleri başlattı.
- SAĞLIK DUYURUSU
Trabzon Sağlık Kurumu tarafından gönderilen duyuruya göre, şehirde tifüs ve diğer salgın hastalıklar tehlikeli bir boyuta ulaşmıştır.
Yetkililer, doktorlardan her vakanın derhal sağlık makamlarına bildirilmesini istemektedir. Özellikle hastaların izolasyonu sağlanmalıdır, ancak aileler bunu yapmaktan kaçınmaktadır.
Doktorlardan, her hastalık vakasını zamanında yetkililere bildirmeleri önemle rica edilir.
Matbaa
Georgios E. Mihailidis
(3515 sayfadan oluşan Epochi sayıları Nikos Kapetanidis’in kardeşinin torunu olan ve halen Atina’da yaşamakta olan Kostas Kapetanidis tarafından dijitalize edilmiş ve Yunanca olarak tarafımıza iletilmiştir. Türkçeye çevirisi Tamer Çilingir tarafından üstlenilmiştir)